
Son aylarda uluslararası arenada yaşanan gelişmeler, rastlantı değil; derin stratejik hesapların bir sonucu. Özellikle Güney Asya ve Orta Asya ekseninde oluşan yeni gerilimler, küresel güçlerin bölgeye yönelik politikalarını açıkça ortaya koyuyor.
Pakistan Üzerinden Yeni Satranç Hamleleri
Pakistan, jeopolitik konumu itibariyle hem Asya’nın hem de küresel ticaret yollarının merkezinde bulunuyor. Afganistan ile yaşanan sınır gerilimleri ve ardından gelen Hindistan-Pakistan krizleri, bölgedeki dengeleri hızla değiştirdi. Bu krizlerin ardından Avrupa Birliği’nin Orta Asya ve Türkistan coğrafyasına olan ilgisinin artması, bölgedeki güç mücadelesinin sadece yerel aktörler arasında değil, küresel aktörler arasında da yaşandığını gösterdi.
Özellikle Kıbrıs üzerinden yapılan yeni girişimler, Avrupa’nın Doğu Akdeniz ve Türk dünyası üzerinde yeniden söz sahibi olma arzusunu açıkça ortaya koyuyor.
İsrail ve ABD’deki Etkili Lobilerin Rolü
Uzmanlara göre bu gelişmelerde İsrail’in ve ABD içerisindeki güçlü İsrail lobilerinin etkisi büyük. Suriye’de yaşanan başarısızlıkların ardından, İsrail’in bölgedeki dengeleri kendi lehine çevirmek için Türkiye’nin etki alanındaki ülkeleri hedef aldığı ifade ediliyor. Bu politika çerçevesinde, Türkiye’nin bölgesel müttefikleri zora sokulmaya çalışılıyor.
Bununla birlikte Çin’in Orta Asya’daki ekonomik ve siyasi nüfuzunu kırmak da önemli bir hedef. Çin’in dünya ticaretinde iddialı projelerinden biri olan “Kuşak ve Yol Girişimi”ne karşı, alternatif güzergâhlar oluşturulması için çalışılıyor.
IMEC Projesi: Türkiye Bypass Ediliyor mu?
Bu amaçla hayata geçirilmek istenen IMEC (Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) projesi, Hindistan’ı Körfez ülkeleri üzerinden Avrupa’ya bağlamayı hedefliyor. Türkiye’nin ise bu yeni koridorun dışında bırakılması planlanıyor. Eğer bu proje hayata geçerse, Türkiye’nin doğu-batı ticaretinde oynadığı merkezî rol ciddi şekilde zayıflayabilir.
Oyun Değiştirici Faktörler
Ancak küresel planlar her zaman beklendiği gibi ilerlemiyor. Mevcut dengeyi değiştirebilecek önemli faktörler var:
Türkiye’nin Artan Askeri ve İstihbari Gücü: Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayii ve istihbarat alanında kaydettiği ilerleme dikkat çekiyor. Son olarak Pakistan’a askeri uçak gönderilmesi, iki ülke arasındaki stratejik iş birliğinin güçlendiğini gösteriyor.
ABD’de Trump Etkisi: Donald Trump’ın tekrar siyasetin merkezine dönmesiyle, ABD’nin dış müdahalelere mesafeli bir yaklaşım sergilemesi mümkün görünüyor. Trump’ın “Önce Amerika” politikası, bu tür müdahaleleri sınırlayabilir.
Rusya’nın Pozisyonu: Ukrayna savaşının ardından Çin ile ilişkilerini daha da güçlendiren Rusya, büyük olasılıkla Çin’in yanında konumlanacak. Bu da Batı’nın Orta Asya ve Türk dünyasına yönelik hamlelerini dengeleyecek bir unsur olabilir.
Önümüzdeki Süreçte Neler Olabilir?
Görünen o ki, önümüzdeki dönemde sadece yerel krizler değil, küresel stratejik mücadeleler de daha görünür hale gelecek. Türkiye’nin dış politikada atacağı adımlar, Çin’in ve Rusya’nın vereceği tepkiler ve ABD’nin yeni yönetiminin belirleyeceği dış politika çizgisi, bu yeni satranç oyununda belirleyici olacak.
Bölgesel ittifaklar güçlenirken, dünya üzerindeki güç dengeleri de köklü bir değişim sürecine girmiş durumda.