Editör: Abdulsamed Veli
Türkiye’nin en yüksek idari mahkemesi olan Danıştay’da açılan bir davada, aşırı sağ milliyetçi İYİ Parti, Türkiye’de mülk satın alarak vatandaşlık kazanan yaklaşık yarım milyon yabancının, özellikle Suriyelilerin, Türk vatandaşlıklarının iptal edilmesini talep etti.
1 Ekim 2024’te Danıştay’ın 10. Dairesi’ne sunulan dilekçede, Türkiye’de farklı statülerde yaşayan milyonlarca Suriyeli ve diğer yabancı uyrukluların ulusal güvenlik açısından tehdit oluşturduğu, Türkiye’nin toplumsal ve kültürel yapısını zayıflattığı ve nihayetinde Türk ulusunun varlığını tehlikeye soktuğu öne sürüldü.
İYİ Parti, 2023 genel seçimlerinde %10 oy alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 30 milletvekiliyle temsil ediliyor. Partinin göçmenlik konusundaki sert tutumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) gibi diğer sağ partiler tarafından da destekleniyor.
Partinin avukatları, Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin 1927 tarihli 1062 sayılı Kanun’a aykırı olduğunu iddia ederek hukuki gerekçeler sundu. Bu yasa, modern Türkiye’nin kuruluşundan birkaç yıl sonra, Türkiye ile Suriye arasında devam eden mülk ve toprak anlaşmazlıkları çerçevesinde kabul edilmişti. 1966 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla, Suriyelilerin Türkiye’de mülk edinmesi yasaklanmış ve mevcut mülkler hazineye devredilmişti. Bu yasa ve kararların hâlâ geçerli olduğu savunuluyor.
2017 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümeti, döviz ihtiyacını karşılamak ve emlak sektörünü canlandırmak amacıyla yabancılara konut satışını teşvik eden bir program başlattı. Bu programla, belirli bir bedelin üzerinde mülk satın alan yabancılara Türk vatandaşlığı hakkı tanındı. Başlangıçta 1 milyon dolar olan bu bedel, 2019’da 250 bin dolara, 2022’de ise 500 bin dolara çıkarıldı.
Son 7 yıl içinde, yaklaşık 500 bin yabancı Türkiye’de mülk satın alarak vatandaşlık kazandı. Suriyelilerin yanı sıra, Ruslar, İranlılar ve Afganlar da bu programa katılan önemli gruplar arasında yer alıyor. Dava dilekçesi, bu yatırım yoluyla vatandaşlık kazanma sürecini de sorguluyor ve yüksek bedelli mülk alımlarının gerçek bir ekonomik katkı sağlamadığını öne sürüyor. Ayrıca, mülteci statüsündeki kişilerin kalıcı olarak vatandaşlık almalarının da yasal olmadığını savunuyor.
Dava, Suriyeli mülteciler başta olmak üzere toplamda 238.768 kişinin, Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunurken vatandaşlık aldığını da tartışmaya açıyor.