Yazar: Abdulsamed Veli
Brown Üniversitesi Watson Enstitüsü‘nün son raporu, ABD’nin Ekim 2023 – Eylül 2024 arasında İsrail’in askeri operasyonlarına sağladığı 22,76 milyar dolarlık desteği ifşa ediyor.
Bu yardım, sadece askeri ve maddi destek değil; İsrail’in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği yıkıcı ve ölümcül saldırılara verilen açık bir onay anlamına geliyor. ABD, bu finansal yardımla, Filistin halkına yönelik sistematik bir baskı ve zulüm politikasının, açıkçası bir “soykırım“ın finansörü konumuna gelmiş durumda.
Soykırıma Dolaylı Destek
ABD hükümetinin İsrail’e aktardığı bu devasa bütçe, bölgede işlenen sivil katliamları, insanlık dışı kuşatma politikalarını ve Filistin halkının temel yaşam haklarına karşı yürütülen baskıyı fiilen desteklemekte.
İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da uyguladığı şiddet politikaları, evlerini, yaşamlarını ve geleceğini korumaya çalışan masum insanları hedef alırken, ABD’nin bu yıkıcı savaşa maddi kaynak sağlaması, yapılanları onaylamakla eşdeğer. Bu noktada ABD, yalnızca bir müttefik değil; Filistin’de süregelen bu insanlık trajedisinin suç ortağıdır.
Sessiz Kalmak, Sorumluluğu Red Değildir
ABD halkı, kendi vergileriyle finanse edilen bu savaşa ve insanlık suçlarına bilmeden katkıda bulunuyor. Hükümet, medyanın ve kamuoyunun gözünden kaçırarak, ABD vatandaşlarının vergilerini, çocukların bombalandığı, ailelerin evsiz bırakıldığı, kuşatma altındaki Gazze’de binlerce insanın yaşam hakkının ellerinden alındığı bir savaşa akıtıyor. ABD hükümeti, bu gerçeği gizleyerek halkına karşı da bir ihanet içinde.
İnsanlık Suçlarına Ortak Olmak
ABD’nin, İsrail’e sağladığı askeri yardım ve bölgedeki operasyonlara dolaylı katkısı, sadece Filistin’de değil, Yemen gibi diğer çatışma bölgelerinde de binlerce masum insanın ölümüne ve yerlerinden edilmesine neden oluyor. Amerikan politikası, bugün Orta Doğu’da süregiden bu insanlık suçlarına ve hak ihlallerine yakıt sağlamakta. Sessiz kalmak ve bu suça göz yummak, bu katliamların bir parçası olmaktır. Brown Üniversitesi‘nin bu raporu, ABD’nin bölgede sürdürülen bu soykırımın adeta finansörü olduğunu acı bir şekilde ortaya koymakta ve Amerikan halkını, kendi hükümetlerinin bölgedeki bu insanlık suçuna nasıl ortak olduğunu sorgulamaya davet etmektedir.